November 08, 2009

RUHR HAVZASI’NDA BİR DÜNYA KÜLTÜR MİRASI ”ZECHE ZOLLVEREIN”

Zollverein kömür madeni endüstri kompleksi 1832 yılında Almanya’nın en önemli maden potansiyeli bölgesi durumundaydı. Endüstrialist Franz Haniel’in çelik üretmek amacıyla kömüre ihtiyaç duyması, günümüzde tasarım ve kültür endüstri bölgesi kimliği taşıyan Zollverein’ın kurulmasının ilk adımı olmuştur. Yapılan testler ve hazırlıklar sonucunda 1834’de Essen’de bu büyük kömür madeni işletmesi kurulmuş. Ortaya çıkan iş olanaklarıyla 5000 maden işçisinin de bölgeye istihdam edilmesiyle Zeche Zollverein, bölgenin kalkınmasında da önemli bir rol oynamıştır. Maden ocağı başarılı bir şekilde devam etmiş akabinde yatırımlar arttırılmış ve çalışan işçiler için Hegemannshof olarak anılan yerleşkeler oluşturulmuştur. 1857 yılında artık verimli bir şekilde üretimi hayata geçirmiş olan ve birçok kömür atölyeleri’nden oluşan Zollverein, 1950 ‘li yılların sonlarına kadar Avrupa’nın en büyük kömür madeni sıfatını kazanmıştır.
Hem büyük bir maden ocağı kompleksi hem de önemli bir mimari özellik taşıyan Zollverein, 12 adet “Shaft” olarak adlandırılan binalardan oluşmaktadır. İlk kez 1847 yılında Shaft1’in üretime başlamasının ardından, 19.yy ve 20.yy başlarında kömür, demir ve çelik endüstri havzası olarak büyük bir parlama göstermesiyle genişletilme çalışmalarına başlanılmış ve 1928’e kadar süren süreç içerisinde diğer 11 Shaft oluşturulmuştur. Shaft 12 binası, 1930 yıllarında Bauhaus geleneğinden etkilenen mimar Fritz Schupp ve Martin Kremmer tarafından tasarlanmıştır. Maden ocağını yeni fonksiyonelcilik stilinde fonksiyonel ve esnek endüstriyel bir yapı olarak geliştirmişlerdir. Yapının birbirine bağlı bir varlık gösterebilmesi için form ve işlev, binalar ve makineler bir arada çözümlenmiştir. Shaft12 zamanla mimari karakteristik özelliğiyle Almanya Ağır Endüstri işletmesinin ve günümüzde de Essen ve Ruhr Havzası’nın en önemli sembolü haline gelmiştir.
Aşağı yukarı yüz yıl süren işletim sürecinden sonra 1958 yılından başlayarak 1967 yılına kadar Shaft’ların rekonstrüksiyon çalışmalarına başlanılmış ve bu yenileme sürecide 11 Shaft’ın kapatılmasına kadar devam etmiştir. Sadece günümüzde Zollverein’ın sembolü haline gelmiş Shaft 12 açık bırakılmıştır.
1961-70 yılları arasında mimar Fritz Schupp tarafından Shaft 12 genişletilmiş ve yenilenmiştir. 23 Aralık 1923 de 12.Shaft da kapatılmış fakat Ruhr alanı 1993 yılına kadar aktif olmasa da açık olarak bırakılmıştır. Zollverein kömür madeni ocağı maden işletmesi zamanla çürümeye ve eskimeye başladığından ve işlevini tamamlamış olduğundan dolayı 1986 yılında North-Rhine-Westphalia (NRW) eyaleti tarafından alınarak, Shaft 12 Ruhr Havzası’na ait bir anıt olarak tanıtılmaya başlanmıştır.
Alanın orijinal haliyle korunması için çalışmalara başlanılmıştır. 1993’de sitenin üretime kapatılmasından sonra kömür atölyelerinin Çin’e satılması gündeme gelmiş fakat yapılan anlaşmalarda başarı sağlanamamış ve NRW eyaleti tarafından geleceğin sergi alanı olarak kullanılmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine modifikasyonlara başlanarak 2000’de resmi anıt olarak varlığını ve Zollverein maden ocağı tarihini ayakta tutmaya devam etmiştir. Günümüzde başarılı bir şekilde kültür ve sanat merkezi olabilme potansiyelini korumakta ve yeni projelerle geleceğe de yatırım yapan bir eski endüstri alanı olma özelliğini sürdürmektedir.
“Coalhouse Door” olarak da adlandırılan Zollverein maden ocağı, Aralık 2001’de UNESCO tarafından yapılan oturumlar sonucunda Shaft12, Shaft1 ve 2 binalarının Dünya Kültür Mirası listesine alınmasına karar verilmiştir. Unesco’nun bu kararından sonra, eski siteyi tamamen korumayı amaçlayan masterplan çalışmalarına başlanılmıştır.
OMA tarafından yapılan masterplan, korumacılar ve dünya mirası uzmanları ile yakın bir işbirliği çerçevesinde geliştirilmiştir ve 2010 yılına kadar tamamlanması planlanmaktadır. Masterplan önceki tarihi alanın çevresindeki gerekli yeni program ve fonksiyonları içeren bir banttan oluşmaktadır. Önemli binalar ve fabrikalar, kompleksin çevresini dolaşan tek bir yaya yolu ile çevrelenmiştir. Burada ziyaretçiler yürüyüşe koşuya çıkabilmekte ya da paten yapabilmektedir. Ayrıca alanı kuzey Essen’e bağlayan çevredeki sokaklar ile 3.500m uzunluğundaki ring yolu bağlayacak çok sayıda bağlantı yaya yolu yapılmıştır.
Kamusal alanlar açısından yapılan diğer başarılı çalışma ise daha önceki tren raylarının korunarak ana binalarla fonksiyonel bir biçimde bağlantı kurmasıdır. Projenin amaçlarından biri de, kömürü alanın bir ucundan diğer ucuna taşıyan hava köprülerinin ve 1.000 metre derinliğindeki eski kömür tünellerinin de yenilenmesiyle ziyaret edilebilir duruma getirilmesidir. Alana yakın bir giriş ve çıkışa sahip bir tünel aracılığı ile uzatılan mevcut otoban ve yeni yollar, alana daha kolay bir erişim sağlamaktadır. Çeperdeki yeni programların yerleştirilişi eski binaların, ziyaretçiler üzerindeki güçlü etkisini ve görkemini devam ettirmesine imkân vermektedir.
Birçok ünlü mimar Zollverein endüstri alanına modern ama geçmişle güçlü bağlara sahip ve oranın ruhunu yansıtan projeler tasarlamıştır. En güzel örneklerden biri, eski kazan dairesine yerleşmiş olan Design Zentrum Nordrhein Westfalen’dir. Burası Norman Foster tarafından revize edilerek 1997’de açılmıştır. Ayrıca Rem Koolhaas OMA tarafından dönüştürülen yeni Ziyaretçi Merkezi ile eski kömür yıkama fabrikası da tamamlanmıştır. Rem Kollhaas OMA tarafından tasarlanan “Kömür Yıkama Fabrikası” yenileme projesi, hem mimari hem iklimsel özellik hem de güvenlik gereklilikleri gibi etkenler göz önünde bulundurularak oluşturulmuştur.
Tasarımın iki ana unsuru mevcut eski binaların varlığı, korunması ve gelecekteki kullanım programları olmuştur. Organizasyonel ana çekirdek 24 m. yüksekliğinde bulunan “Ziyaretçi Merkezi” dir. Bu merkeze ulaşmak amacıyla tasarlanan, ziyaretçileri zeminden alarak yüksek fuaye alanına taşıyan 60 m. uzunluğundaki turuncu renkli yürüyen merdivenler, eski binaların çekiciliğinin yanı sıra özellikle geceleri göze çarpan turuncu ışıklandırmasıyla da Zollverein Kömür madeni ruhunu gayet iyi bir şekilde yansıtmaktadır. En son katta bulunan fuaye kısmı ziyaretçilere Zollverein’a geniş bir perspektifle kuşbakışı bakabilme imkânı sağlamaktadır. Kömür yıkama fabrikasına ait devasa eski makineler sergi alanının içerisinde, geçmişin korunduğunu ispatlarcasına varlıklarını bu yalın sergi salonlarında sergilemektedirler.
2007 yılında yeni Ruhr Müzesinin açılmasıyla, burası eski kömür yıkama fabrikasındaki lokasyonuyla Ruhr Havzası’nın kültürel ve tarihsel müzesi olmuştur. Zollverein alanının 10.000 metrekarelik bir kısmı tasarım, mimarlık, fuarcılık, reklam, pazarlama, iletişim alanlarında çalışan şirketleri barındırması planlanmaktadır. Ayrıca SANAA tarafından tasarlanan yeni Zollverein İşletme ve Tasarım okulunun açılması ve Birinci Dünya Tasarım Sergisi ENTRY 2006, Zollverein’in uluslar arası bir tasarım ve kültür forumuna dönüşmesinde ek bir ivme kazandırmıştır. Burada, Zollverein İşletme ve Tasarım okulunun öğrencileri ve mezunlarının profesyonel bağlantılar kurmasına ya da kendilerinin yeni şirket kurmasına imkân vermesi planlanmaktadır.
Tasarım alanında önde gelen uluslararası bir yer olmada iddialı proje ve planları ile Zollverein, tarihi ve kültürel kimliğiyle ve mimariyle bütünleşerek günümüze ve geleceğe sağlam, başarılı bir şekilde kendi imzasını atmaktadır. Bu potansiyelin keşfinin ve büyütülmesinin önümüzdeki yıllarda daha başka gelişmelere imkân vereceğini düşünüyorum.
08/11/2009

1 comment:

tiryaki said...

burası red dot design museum olarak kullanılıyor. peter zec çok nüfuzlu bir adam ve burayı nrw tasarım merkezi adına müze olarak tahsis ettirmişti. hatta düşünürseniz yakında parti varmış. http://en.red-dot.org/3343.html