November 11, 2011

Sehrin en güzel kostümü: Sonbahar

Sonbahar, bir kentin sahip olup da özel günlere sakladigi en göz alici, en pahali, en kibirli kostümüdür bence. Önce tüm kent birbirinden canli renklerin farkli tonlarini giyer üzerine, sonra yavas yavas soyunur gözünüzün önünde.

Sari, turuncu, kirmizi, kahverengi renkte yapraklar sokaklari boyar. Dallardan koparak yere düsen yapraklarin olusturdugu düsey hareketlilik, sehrin bu muhtesem kostümünü tamamlayan devingen bir aksesuaridir aslinda.

Kesinlikle ekspresyonist bir tabloya dönüsür sehir bir anda. Sokaklar, parklar, yollar, bahceler, catilar tabloyu olusturan akillica kondurulmus firca darbeleridir. Aciga cikarilmayi bekleyen hircin ic dünyalarin herbiri bir baska yapragin renginde ifade eder kendini.

Ve elbette sonbaharin en iyi dostu kentin icinde yeralan parklardir. Iyi tasarlanmis bu kamusal mekanlar efektif kullanimiyla kent insanini, is stresinden ve günlük hayatin siradanligindan uzaklastirarak, kendisini bir nevi iyi hissetmesinde yardimci olmaktadir. Kücük bir meydana baglanan lineer yürüme yollari, bu yollara paralel belli bir kompozisyon cercevesinde konumlandirilmis agaclar ve agaclarin altina yerlestirilmis alisilagelmis park banklari mekani olusturan parcalardir.

Sehrin merkezinde bir mekan bu kadar dogal ve yasanilabilir olmali. Bu baglamda kompleksiteden uzak, fonksiyonel ve sosyal iliskiler anlaminda sürdürülebilir en basarili mekan kurgulamasidir parklar.

Böylesine basarili atmosferi, elinize alacaginiz sicak kahveniz, kitabiniz ve sizi oraya tasiyacak bisikletinizle tamamlamak size kalmis...

No comments: